İlk Türk İslam Devletlerinde Yönetim Anlayışı, yapısı

Konusu 'Osmanlı Tarihi' forumundadır ve saadet tarafından 27 Eylül 2018 başlatılmıştır.

  1. saadet

    saadet Moderatör Admin

    İlk Türk İslam Devletlerinde Yönetim Anlayışı, yapısı

    İslamiyetin kabulü ile İlk Türk Devletlerinde Yönetim Anlayışı, yapısı

    İlk Türk İslam Devletlerinde Yönetim Anlayışı


    Türklerin Müslümanlığı kabul ettikten sonra, eski Türk gelenekleri ile İslami ilke ve kuralları birleştirip kaynaştırarak yeni bir devlet tipi oluşturmuştur. fakat İslamiyet’e geçmelerine rağmen, ilk Türklerdeki kut anlayışı ve Türk Cihan Hâkimiyeti anlayışı, varlığını koruyarak sürdürdüler. Selçuklu hükümdarı Sultan Sancar, Abbasi halifesinin vezirine göndermiş olduğu bir mektupta, Ulu Tanrı’nın lütfu ile cihan padişahlığına yükseldiğini yazmıştır. Bu mektuptan da anlaşılacağı gibi Selçuklu hükümdarı, kendisini Tanrı tarafından seçilmiş ve cihan hükümdarı olarak vazifelendirilmiş biri olarak görmüştür.
    Bu durum, kökleri Hun Türklerine dayanan ve İslami Dönem’de de korunan Türk Cihan Hâkimiyeti anlayışının devamı niteliğindedir. Türk Cihan Hâkimiyeti anlayışı, İslami dönemde cihat ve İlayı Kelimetullah anlayışına (Allah’ın adını yüceltme) dönüşmüştür. Orta Asya’da kurulan ilk Türk İslam devleti Karahanlılardır. Karahanlılar Dönemi’nde, halkı yönetme hakkının hükümdara Allah tarafından ilahi bir lütuf olarak bağışlandığına inanılmıştır. Karahanlılardan sonra kurulan Türk devletlerinde, İslamiyet’ten önce görülen yönetim anlayışları bazı değişikliklere uğrayarak Türk İslam Sentezi’ne dönüşmüştür.
    Karahanlılarla başlayan bu süreç, Büyük Selçuklular ile olgunlaşarak tamamlanmıştır. Gazneli Devleti ise yabancı unsurların çok fazla olduğu bir bölgede kurulduğu için Gazneli idareciler yerli unsurlara dayanmak ve siyasetlerini daha çok Hindistan’a dönük tutmak zorunda kalmışlardır.
    Büyük Selçuklu Devleti, kurulduğu yer itibari ile buradaki siyasi, sosyal ve ekonomik faaliyetlerini hem yerli unsurlara hem de Müslüman halkın arzu ve isteklerine hitap edecek şekilde düzenlemiştir. Bu sebepten Türk İslam kaynaşması tam anlamıyla bu dönemde gerçekleştirilebilmiştir. Büyük Selçuklular Dönemi’nde yönetim anlayışı; töre, kut ve şûra etrafında şekillenmiştir. Devlet idaresinde İslamiyet öncesi Türk töresi ile İslami prensipler benimsenmiş olmasına rağmen, İslami kurallar ve terimler daha çok kullanılmıştır. Çünkü Arap ve Farsların devlet yönetiminde etkili olan divan, Büyük Selçuklu Devleti yönetiminde de önemini korumuştur. Türkiye Selçuklu Devleti’nde ise; “Ülke toprakları hanedan ailesinin ortak malıdır.” anlayışı devam etmiş, bu anlayış nedeniyle Türkmenler kağan soyundan olmayan kimselerin etrafında toplanmamıştır